Doç.Dr. Zeliha Tekin – Başarılı Olmak için Vizyon Sahibi Olmak Gerekir
BAŞARILI OLMAK İÇİN VİZYON SAHİBİ OLMAK GEREKİR
Yazar ve başarılı bir girişimci olan Shiv Khera’nın “Kazanan Sen Ol” isimli kitabında şu hikâye anlatılır: “Bir balıkçı varmış. Ne zaman büyük bir balık yakalasa, onu denize geri atar ve yalnızca küçük balıkları avlarmış. Bu alışılmadık davranışa şahit olan bir adam, balıkçıya neden balıkları denize geri attığını sormuş. Balıkçı ona şöyle cevap vermiş: Çünkü sadece küçük bir kızartma tavam var.”
Vizyon, başkalarının göremediğini görebilmek ve ufkun ötesinde olanı hayal edebilmektir. Hikayedeki balıkçının vizyonu dardır ve kendisini-hayallerini küçük bir kızartma tavasına hapsetmiştir. Amacı yalnızca küçük balık kızartmaktır. Halbuki düşünce yapısını değiştirse, dar kalıptan çıkabilse büyük bir tava alır ve daha büyük balıklar kızartabilirdi. Hem zamandan kazanırdı hem de emeği boşa gitmezdi.
Şayet bir insanın vizyonu yoksa kim olduğunu, neleri kazanacağını ve neleri kaybedeceğini bilemez. Vizyonsuz insan için her şey bulanık görünür. Vizyonsuz insan sadece bugüne odaklanır, geleceğin ne olacağıyla ilgilenmez. Khera’ya göre bu dünyada üç çeşit insan vardır: Bir şeyleri olduran insanlar, bir şeylerin olmasını izleyen insanlar ve olanı merak eden insanlar. İşte vizyon sahibi bir insan, cesaretlidir ve geleceğin resminin ne olacağını merak eder. Çünkü başarılı olmak tercih ve onu hak etme meselesidir.
Vizyoner insan disiplinini korur, sürekli olarak yeni hedefler yaratmaya devam eder ve sonuca yönelik düşünür. Vizyon sahibi olmanın kişiye kazandırdıkları şunlardır:
Farkındalık ve özgüven yaratır,
Yaşama sevincini ve bağlılığı artırır,
Güçlü yönleri açığa çıkarır,
Belirsizlikleri ortadan kaldırır,
Hayal gücünü besler,
Uzak geleceği bugünden tasarlar,
Riske girmek için itici güç sağlar,
Motivasyon sağlar,
Yaratıcılık ve yenilikçiliği besler,
Rekabette başarının itici gücü olur,
Gidilecek yönü belirler,
Kültürel değişim yaratır.
Kişinin bir hedefi, geleceğe dair bir vizyonu yoksa, denizin ortasında nereye varacağını bilmeyen boş bir sandal gibi yalpalanır.
Tıpkı Montaigne’nin dediği gibi: “Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez”.