Doç. Dr. Zeliha Tekin – Mutsuzluk Üzerine
Mutsuzluk Üzerine
İnsanlar, hayalleri gerçekleşmediğinde, seçenekleri olmadığında, gelecek kaygısı yaşadıklarında, doğru olmayan şeyler yaptıklarında, çevreleri tembel, cahil ve işsiz insanlarla örüldüğünde, acı dolu tecrübeler yaşadığında, uğraşacak hobileri, aktiviteleri olmadığında ve en önemlisi de birilerinin ve paranın esiri olduklarında mutsuzlaşır.
Sonrasında ise sevgiye karşı duyu organları duyarsızlaşır. Kimseyi sevemezler, kimseye güvenemezler. Huzursuzluk sarmalından kurtulamazlar. Sürekli olarak çevrelerini suçlarlar, hatayı kendilerinde aramazlar. Hep değersizlikten, yetersizlikten ve insanların ona karşı olan düşmanlıklarından söz ederler. Dostlarından çok düşmanlarına odaklanırlar. Kendilerine değer verir gibi görünseler de kendilerini sevmezler. Kendi açmazları içinde kısa vadeli düşündükleri için hayatlarına giren her insan birer basamaktır. Kin duymak ve nefret etmek hayatlarının odak noktasıdır. Tabii ki de hayat yolculuğunuzda sevenleriniz olduğu gibi sevmeyenleriniz de olacaktır. Başınıza gelen kötü bir olayda ve muhatap olunan düşmanda size düşen gönül genişliğidir. Kötü olaylara ve insanlara karşı takınacağız tavır isyankâr ya da saldırgan tavır olmamalıdır. Böyle tavırlar öncelikle sizi yıpratır. Sizi üzüntülü ve huzursuz bir yapıya büründürür. Olaylara ya da insanlara karşı ön yargılı olmamak, onlara karşı esnek davranmak gerekir. Allah’a tevekkül edip ona sığınmak en güzel yoldur. Mutluluk, hayatı artıları ve eksileriyle kucaklamak demektir. Mutluluk vicdan rahatlığıdır. Bir şeyleri doğru ve ahlaklı düşünmeye başlarsanız çevrenize yansımaları çabuk olur. Aslında uzun sürecek bir içsel yolculuğa çıkıp “olmadığınız bir kişiden” “gerçekte olduğunuz bir kişiye” yani özünüze dönerseniz iç dünyanızdaki huzursuzluktan kurtulursunuz. Çünkü, insanın kendi huzursuzluğunun altında yatan gerçek, hayatındaki sorunların esas nedenlerini itiraf edecek cesareti kendinde bulamayışıdır.
Mutluluk da mutsuzluk da düşüncelerinizin ürettiği duygulardır. Hayatımız zıtlıklarla örülüdür. Her insan iyi-kötü, mutluluk-mutsuzluk, acı-sevinç gibi iki kutbun gerçeğini yaşamak zorundadır. Her insan mutluluğun hem mimarı hem de celladıdır. Sizi mutlu kılacak kalıcı ve tatmin edici ilişkiler kurmanız dileğiyle…
Edite, Bibite!
Doç. Dr. Zeliha Tekin
(Akademisyen, Yazar)
 
 