Tomurcuk Derdinde Olmayan Ağaç Odundur
Zamanın birinde bir padişah ülkesinin en yetenekli insanının bulunması amacıyla vezirine ferman buyurmuş. Vezir aylarca dolaştıktan sonra bir köyde dikiş iğnesini üç metre ileriye dikip, dikiş ipliğini iğneye doğru fırlatarak iğnenin deliğinden geçiren birini bulmuş ve sevinçle adamı alıp padişahın huzuruna çıkarmış. Adam, yeteneğini padişahın huzurunda sergilemiş, padişah çok şaşırmış ve adama yeteneğinden dolayı 100 altın verilmesini emretmiş. Hemen 100 altın verilmiş. Padişah: “Şimdi de 100 kırbaç vurun” deyince herkes şaşırmış. Ardından padişah adama sebebini açıklamış: “100 altın böyle zor bir yetenek edindiğin için, 100 kırbaç ise böyle gereksiz bir yetenek edindiğin için…”
Her insan yeteneklerini etkin şekilde kullanarak ve potansiyelini faydalı işlere harcayarak üzerine düşeni yapmalı, kendini geliştirmeli, ailesine akrabalarına ve çevresine kısacası tüm canlılara faydalı olmalıdır. Çünkü insanların belli sorumlulukları vardır yerine getirmesi gereken. Sorumluluk sahibi olmak başkalarını düşünerek onlar için fedakârlık yapmak demektir. Bazen paranızdan bazen malınızdan bazen de zamanınızdan fedakârlık yapmak gerekir. Ya da ilminizin sadakasını vermeniz gerekir, bilinenleri başkalarına aktararak. Çünkü en üstün sadaka bir ilmi öğrenip de başkasına öğretilen sadakadır. Fedakârlık kişiyi geliştiren ve toplumda birlik ve beraberliği sağlayan erdemli bir davranıştır. Ağaçlar bile kış mevsiminden çıkış vakti geldiğinde tomurcuk derdinde olup yeşermeye başlar sonrasında ise çiçek açar ve meyveye durur ki etrafındaki canlılara bir faydası dokunsun. Bu olaya ithafen Necip Fazıl: “Hayatı müsvedde yaşamayın, temize çekmeye vaktiniz olmayabilir. Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur!” demiştir. İnsanlar beceri ve yeteneklerini kendisine verilen zaman dahilinde kullanarak çalışmalı ve üretken olmalıdır. Şayet insanlar yeteneklerine, bilgi ve becerilerine rağmen kuru kuruya övünerek koskoca bir ömrü boşa geçirmişse kendisine çok büyük bir kötülük yapmış demektir. Ne demiş atalarımız, çalışmayan ve üretmeyen insanların ölü sayılacağına dair: “Faydasız baş mezara yaraşır.”
 
 