Hikikomori de Ne Ola?
Nerede eski hadi buluşalım deyip buluşmalar. Şimdilerde eş dostla buluşmak istediğimizde kırk dereden su getirir olduk. Covid salgınıyla başlayan dışarı çıkma endişesi, son günlerde içine düştüğümüz hayat pahalılığıyla iyice pekişti. Evlerimizde çalışıyoruz. Pijama, terlik, televizyon üçlüsüne bilgisayarı da ekledik. Daha havalı oldu böyle. Online toplantılarda kolay, tak üstüne toplantı kıyafeti altında pijama, ohhh missss. Hayat pahalılığı ile birlikte dışarı çıkmanın mali yükü arttı. Kafede içeceğim kahve parasının üstüne biraz daha ekler, paket kahve alırım çekiciliğinin etkisindeyiz. Güncel akım; gel kahveyi bende içeriz hali. Evlerimiz konfor alanlarımız. Lakin ne diyor Sinan hoca, konfor bizi çürütür.
Gelgelelim ki işte bu konfor alanından çıkmama durumlarımız hastalıkmış! Japon bilim insanları öyle buyurmuş. Nitekim Japon uzmanlar bu evden çıkmama halinin altı aydan fazla sürmesi durumunun hastalık olduğunu söylüyorlar. Hikikomori, hastalığın adı. Hatta normal yaşantılarına geri dönmeye korktuklarını belirtmişler. Avrupalı bilim insanları da benzer durumu Covid’in zirve yaptığı dönemde gözlemlemiş, buna ‘mağara sendromu’ adını vermiş. Yayınlanan habere göre Japonya’ da nüfusun yüzde 1,2’si Hikikomori hastası ve bu dalga Avrupa’da da hızla yayılıyor. Uzmanların tavsiyesi şöyle; evden çıkmak istemeyenleri kendi haline bırakmayın. Psikolojik destek almaya ikna edin. Doğrusu hayat pahalılığını en üst perdeden yaşadığımız ortamda bırakın psikolojik destek almayı, hadi kafede bir kahve içelim bile diyemiyoruz.
‘Ev candır dostum’ sloganıyla evim canım evim.
Yerden göğe kadar haklıyız vallahi!