Dolar 34,3826
Euro 36,8470
Altın 2.970,27
BİST 9.184,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 15°C
Çok Bulutlu
Ankara
15°C
Çok Bulutlu
Paz 15°C
Pts 17°C
Sal 17°C
Çar 16°C

Uzm. Moleküler Biyolog Elina Dinç – Kalp Remodelling Süreçlerinde Genetik Polimorfizmlerin Rolü

Uzm. Moleküler Biyolog Elina Dinç – Kalp Remodelling Süreçlerinde Genetik Polimorfizmlerin Rolü
26 Eylül 2024 19:28

Kalp Remodelling Süreçlerinde Genetik Polimorfizmlerin Rolü

Hipertansif kalp hastalığı (HKH), yüksek kan basıncının kalp üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Kronik hipertansiyon, kalp kasının kalınlaşmasına ve kalp yetmezliğine yol açabilir. Bu hastalığın moleküler ve genetik alt yapısı, hipertansiyonun gelişimi ve ilerlemesi üzerine derinlemesine bir anlayış sağlar.

Gen Ekspresyon Profillemesi

Hipertansiyon, vücutta birçok moleküler değişikliğe yol açar. Yüksek kan basıncı, kalp kası hücrelerinde (kardiyomiyositler) hipertrofiyi tetikler. Bu durum, hücrelerde mekanotransdüksiyon adı verilen bir süreç aracılığıyla gerçekleşir. Mekanotransdüksiyon, hücrelerin mekanik stresle nasıl etkileşimde bulunduğunu ve bu stresin gen ekspresyonunu nasıl değiştirdiğini açıklar. Hipertansif koşullarda, angiotensin II ve norepinefrin gibi vazokonstriktör hormonlar, kardiyomiyositlerdeki büyüme faktörlerini aktive eder. Bu büyüme faktörleri, hücrelerin büyümesini ve çoğalmasını teşvik ederken, aynı zamanda kalp kası fibroblastlarının aktivasyonuna da yol açar. Sonuç olarak, bu süreç, kalp kasının kalınlaşmasına ve yapısal değişikliklere neden olur.

Genetik Yatkınlık

Hipertansif kalp hastalığının genetik temelleri, bireyler arasında farklılık gösterir. Genetik faktörler, hipertansiyonun gelişiminde kritik bir rol oynar. Örneğin, genetik varyasyonlar, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) işlevini etkileyebilir. RAAS, kan basıncını düzenleyen temel hormonal bir sistemdir ve bu sistemdeki genetik mutasyonlar, bireylerde hipertansiyona yatkınlık oluşturabilir. Özellikle AGT (angiotensinogen) ve ACE (anjiyotensin dönüştürücü enzim) genlerinde bulunan polimorfizmler, hipertansif hastalıklara predispozisyonla ilişkilendirilmiştir.

Çevresel Stresorlar

Hipertansif kalp hastalığı, genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etmenlerden de etkilenir. Beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite düzeyi ve stres, genetik yatkınlığı artırabilir veya azaltabilir. Örneğin, yüksek tuz alımı, genetik olarak yatkın bireylerde kan basıncını artırabilir. Bunun yanı sıra, obezite de kalp üzerindeki baskıyı artırarak HKH’nın gelişimine katkıda bulunur.

Hipertansif kalp hastalığı, moleküler ve genetik mekanizmaların karmaşık bir etkileşimi ile şekillenir.

Anlayışımız, bu hastalığın önlenmesi ve tedavisi için yeni yaklaşımlar geliştirilmesine yardımcı olabilir. Genetik testler ve bireyselleştirilmiş tıp uygulamaları, hipertansiyon ve HKH’nın yönetiminde önemli rol oynayabilir. Bu nedenle, araştırmaların devam etmesi ve moleküler mekanizmaların daha iyi anlaşılması, sağlık alanında ilerlemeler sağlayacaktır.

Uzm. Moleküler Biyolog
Elina Dinç

Son Sözü Başkent Söyler baskenthaber.org baskenthaber.org@gmail.com
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.