ERHAN OKTAY – TÜRK OLMAK; EN BÜYÜK ONURUMUZ VE GURURUMUZDUR

ERHAN OKTAY – TÜRK OLMAK; EN BÜYÜK ONURUMUZ VE GURURUMUZDUR
Türk, mazisi insanlık tarihi kadar eski, medeniyetlerin ve uygarlıkların kurucusu bir milletin adıdır. Türk, dünya tarihine zaferlerini her zaman altın harflerle yazmış ve imzasını atmış şanlı bir millettir. Mevzuat hiyerarşimize göre en üst seviyede bulunan kanunların üstü ve anası anlamına gelen Anayasamıza göre ise Türk; Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür. Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlık durumu kanunla düzenlenir. Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Denilmek suretiyle 2701 Sayılı Kanunla 1982 yılında yürürlüğe girmiş Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızın 54. Maddesinde yer almıştır.
Bugün ne yazık ki haddini ve seviyesini bilmeyen cüruhlarca, Türklüğümüzü ayaklar altına almak isteyen Suudi Arabistan hadsizliği ile karşı karşıya kaldık. Ancak bu hadsizlik Türk Spor ve Türk Futbol tarihimizin iki dev kulübü Fenerbahçe’miz ve Galatasaray’ımız tarafından bir tokat gibi yüzlerine indirilerek gereken tarihi cevap ve ders verilmiştir. Tabii ki; bu milletçe el ele olmamızın, olmazsa olmaz değerlerimiz ve kırmızı çizgimiz olan birleştirici ve bütünleştirici ATATÜRK’ ümüz önderliğinde olmuştur. Atamızın büyüklüğü bugün tüm dünyaya bir kez daha gösterilmiş oldu. ATATÜRK, ülkemizin kurucu değeri ve ölümsüz maneviyatıdır. ATATÜRK, ölümün dahi yeryüzünden ve belleklerden silmeye gücü yetmeyen tek lideri ve simasıdır. ATATÜRK, savaşı kaybeden ve kendisine esir düşen Yunan General Trikopis’e bile taarruz esnasında öyle değil de, bu şekilde bir taktikle taarruz etseniz savaşı kazanabilirdiniz diyen taktik ve strateji uzmanıdır, değerli bir komutandır. ATATÜRK, her zaman askeri olmamla gurur duyduğum benim eşsiz başkomutanımdır. Askerlik mesleğim boyunca da, ATATÜRK’ ün emir ve komuta etmiş olduğu askeri birlik ve karargahlarda görev yapmış olmanın onurunu yaşayan bir Türk Askeri, Türk Subayı oldum.
ATATÜRK, ülkesini işgale gelen emperyalist güçleri, Anzak askerlerini bile düşman görmeyen, düşmanca yaklaşmayan değerli bir devlet adamıdır. ATATÜRK’ ün Anzak askerleri ve savaşta hayatlarını kaybeden Anzak askerlerinin annelerine 1934 yılında yazdığı mektupta;
“Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! gözyaşlarınızın dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” ATATÜRK, Yurtta Sulh Cihanda Sulh demek suretiyle asil Türk Milletinin savaşçıl bir millet olmayıp, barışçıl bir millet olduğunu tüm dünyaya duyurmuş değerli bir devlet adamıdır. ATATÜRK, ışığıyla ve devrimleriyle sadece Türk ulusunu değil, bölge coğrafyasındaki sömürge altında bulunan tüm arap ülkelerinin bağımsızlık meşalesini yakan ve ateşleyen eşsiz bir devlet ve siyaset adamıdır. Dolayısıyla bölgemiz coğrafyasında mevcudiyetlerini devam ettiren pek çok arap ülkesi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ e minnet ve saygı duyması gerekirken Galatasaray-Fenerbahçe arasında oynanacak olan Türkiye Süper Kupası maçı üzerinden Türk Milletine ve Milli Değerlerimize, ATATÜRK’ e yönelik olarak yapılan hadsizlik asla kabul edilemez.
Bilindiği üzere 2022-2023 Türkiye Futbol Sezonunda Galatasaray Türkiye Futbol Ligini Şampiyon, Fenerbahçe’de Türkiye Kupası Şampiyonluğu kazanması neticesinde Statü gereği iki kupa sahibi, Türkiye’nin En Büyük Kupası olan Türkiye Süper Kupasının oynanması gerekti ve her yıl bu kupa Türkiye Futbol Federasyonunun belirleyeceği tarafsız bir sahada oynamasına karar verilir, belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde kupa maçı oynanır ve kupa sahibine Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı tarafından törenle verilir. Bu kupa eski yıllarda, Cumhurbaşkanlığı adı altında Başkent Ankara’ da oynanmaktaydı. Ancak burada önemli olan bugün olayın nasıl olduğu değil, bu olaya sebebiyet verenlerin nasıl bir gaflet ve delalet içerisinde olduğudur. Cumhuriyetimizin 100. Yılı sadece 100 yılda bir kutlanan ve mutluluğu 100 yılda bir yaşanan böylesine tarihi ve manevi bir olay herkese kısmet olması pek mümkün olmayan bir enstantanedir. Cumhuriyetimizin kuruluş değerlerine saygı ve hürmet gereği Suudi Arabistan’da böylesine önemli bir Kupa Maçının oynanmasının izahı ve mantıki bir açıklaması olamaz ve ben vatanına ve milletine bağlı bir vatandaş olarak böyle bir kararın utanç vesilesi olup, yanlış ve hatalı bir karar olduğunu Türkiye Futbol Federasyonuna bildirerek kararın iptal edilmesini istedim cevap alamayınca 2. Kez tekrar yazarak mektubumu gönderdim. Hatta konuyla ilgili olarak idari mahkemeye başvurarak, kararın iptaline kadar araştırdım ancak davanın yetkili tarafı olmadığım ve üçüncü kişi sıfatıyla dava açmamın sıfat yokluğu sebebiyle mahkemece usulen ret işlemi göreceği için böyle bir şeye girmedim.
Suudi Arabistan yetkililerinin maçın oynanacağı statta; Atatürk Posterlerini ve Atatürklü tişörtleri istemediği, istiklal marşının okunmasını istemediği, ATATÜRK’ ün Yurtta Sulh Cihanda Sulh veciz sözünü istemediği ve pankartların kaldırılmasını istediği bildirilmiştir. Ancak Fenerbahçe’miz ve Galatasaray’ımız Suudi Arabistan hadsizliğine gereken en güzel cevabı vermiştir. Kulüp Başkanları ortak karar alarak, Futbol Takımlarını sahaya çıkartmamış ve gereken cevabı vermiştir. Burada en önemli konu; yapılan bu hadsizliğe milli değerlerimize yapılan kavli ve fiziki eyleme Devletimizin Yetkili Makamlarınca ve Türkiye Futbol Federasyonunca gereken cevabın verilmesi ve Suudi Arabistan yetkilileri hakkında önemli yaptırımların uygulanmasıdır. Öte yandan böyle bir esef olaya sebebiyet vererek, Türk Milli Değerlerine ve haysiyetine yapılan menfur eyleme sebebiyet verenler hakkında gerekli yasal işlemler başlatılmalı ve gerekli cezai işlemler uygulanmalıdır. Yurtta Sulh Cihanda Sulh, Ne Mutlu Türküm Diyene, Türk Olmak ve ATATÜRK’ ün kurucu değerlerine, ilke ve inkılaplarına bağlılığımız kırmızı çizgimizdir. Hangi gerekçe ve koşullarda olursa olsun, Yüce Milletimize hiç kimsenin yada devletin Milli Değer ve çizgileri için söz söylemeye hakkı ve yetkisi yoktur. Türk Olmak En Büyük Onurumuz ve Gururumuzdur.
Erhan Oktay