ADNAN SİMİT: ŞEHİTLERE RAHMET ZALİMLERE LANET

ADNAN SİMİT: ŞEHİTLERE RAHMET ZALİMLERE LANET

SAADET PARTİSİ ANKARA İL BAŞKANI ADNAN SİMİT “ŞEHİTLERE RAHMET ZALİMLERE LANET” BAŞLIKLI BASIN AÇIKLAMASI YAPTI:

3 Ağustos 2024 Cumartesi, Ulus/Ankara

Muhterem arkadaşlar, değerli basın mensupları, kıymetli misafirler; sizleri saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Bir topluluk düşünün: Ortadoğu’nun bir köşesine sıkıştırılmış, aç bırakılmış, işkenceler görmüş, çocukları katledilmiş. Yanmış, yakılmış, evleri viran olmuş. Bu topluluk, Dünya’nın yetim çocukları, Gazzeliler; 7 Ekim’den bugüne Dünya’ya Müslümanların izzetini gösterdiler. Kadın, çocuk, genç; hasta, yaşlı,, gazeteci demeden katledildiler. Bir çok dostlar, kardeşler, eşler kaybettiler. Ve işte en son Şeyh Ahmed Yasin gibi, Abdülaziz El Rantisi gibi, Salih Aruri gibi Gazze’nin son lideri İsmail Haniye de bir mücahid bir muvahhid olarak Rabbine kavuştu. Allah rahmet eylesin.

Şimdi bir aile düşünün. Filistin ve Gazze davasını kuşanmış, hayatına bunu nakşetmiş ve her bir ferdini şehit vermiş; İşte bu aile Haniye ailesidir. Ne demişti Haniye’nin oğlu Abdüsselam Haniye: “Babamın kanı Gazzeli çocukların veya kişilerin kanından daha kıymetli değildir!” Bu vakar ve izzet sadece Gazzeli’lere nasip oldu! Böyle bir topluluğu, böyle insanları tarih boyunca hiç yenemediniz, bundan sonra da yenemeyeceksiniz! Ve buradan bir kez daha ilan ediyoruz: Haniye’yi şehid edenler, Netanyahu’ya alkış tutanlar Vietnam’da, Afganistan’da, Irak’ta nasıl kaybettiyse Filistin’de de kaybedecektir!

Kıymetli Misafirler, İsrail tarihi, masum insanların kanıyla yazılmıştır. Ve insafsızca; bu kara sayfalara, her gün bir yenisini eklemektedir. İngiltere Birinci Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu’yu işgal sürecinde, önce Filistin topraklarını gasp etmiş ardından dünyanın dört bir yanından getirdiği Yahudileri bölgeye yerleştirmiştir. 1948 yılında kurulan bu terör devleti, bu tarihten itibaren Filistin topraklarının büyük bir bölümünü işgal etmiş ve yüz binlerce Filistinliyi sistematik katliamlarla yok etmiştir. Bir düşünün! 1948’den 2024’e hiç bitmeyen bir acı, hiç bitmeyen bir çileden bahsediyoruz.

Eğer kalbiniz dayanmaya yetiyor ve videoları izliyorsanız; bugün 16 yaşında İsrail karşısında dimdik duran bir genç; 2008’de doğmuş demektir. O gencin hayatında sadece savaş sadece gözyaşı sadece katliam vardı. Evet! Gazze’de kuşatma 16 yıldır devam ediyor. Tüm dünyanın gözü önünde iki buçuk milyon insan temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılıyor, yalnızlığa terk ediliyor. 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan savaşta, sivil yerleşim yerlerine bomba yağdıran İsrail, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan on binlerce Filistinliyi şehit etti.

Siyonist terör örgütü İsrail, Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerinin açık desteğiyle bu katliamlarını sürdürüyorlar. Bugün Amerika Kongresinde Netanyahu’ya alkış tutanlar, Dün Vietnam için Afganistan için Irak için Suriye için alkış tutmuşlardı. Batı bir kere olsun tavrını değiştirmedi. Maalesef Müslüman ülkelerin yöneticileri ise sadece kınamalarla yetindi somut adımlar atmadı. İslam ülkelerinin bu tavrı, İsrail’i sadece cesaretlendirmektedir. Şu kesinlikle unutulmamalıdır: İsrail’in hedefi Filistin değildir. Nil’den Fırat’a kadar olan coğrafyada büyük İsrail’i kurmaktır.

Bugün zulme göz yumanlar, zulüm karşısında mücadele ediyormuş gibi yapanlar; Siyonizm’in bir sonraki hedefi olacaklarını unutmamalıdır. Yemen’i, Lübnan’ı, Filistin’i, Suriye’yi ve İran’ı hedef alan terör devleti, yarın Türkiye’yi ve diğer İslam ülkelerini hedef alacaktır. İşte Erbakan hocamızın yıllar önce, “dövecek diziniz kalmayacak” diyerek atıf verdiği olaylar bunlardır. İsrail, bölgemiz için en büyük tehdittir, dünyadaki her devlet için en büyük beka sorunudur.

İslam ülkelerinin bir araya gelmesi zorunludur. İsrail’i durdurması zorunludur. Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren bu Siyonist terör örgütünü Filistin’den söküp atması zorunludur. Türkiye başta olmak üzere, Filistin devletinin haklı mücadelesinden yana olan devletlerin atacağı adımlarla ancak; Siyonizm ve İsrail yerle yeksan olacaktır! Bir kez daha söylüyoruz; İslam ülkeleri için birlik ve beraberlikten başka çıkar yol yoktur. Batı’nın ve siyonist rejimin böl, parçala, yok et stratejisine karşı; birlik, bütünlük ve cesaret anlayışı dışında kurtuluş olmayacaktır.

Değerli Misafirler: Milli Görüşçüler olarak, yarım asrı aşkın bir süredir, İsrail’e karşı yapılması gerekenleri söyledik, uyardık. Bugün de Saadet Partisi olarak yapılması gerekeni bir kez daha iktidara hatırlatıyoruz:

1. Uluslararası kamuoyunu harekete geçirin. Tüm gözlerin Türkiye’ye baktığı bir dönemde “bir gece giriveririz” masallarıyla insanları kandırmayın.

2. İsrail’le ticareti sona erdirmiş gibi yapmayın, ilişkileri tamamen kesin. Ülkemizin kara, hava ve deniz sahası kullanılarak İsrail’e lojistik destek sağlanmasına engel olun.

3. İsrail’in uçaklarına yakıt taşıyan vanaları kapatın. Enerji temini durdurun.

4. İncirlik ve Kürecik üslerinden İsrail’e verilen her türlü desteği durdurun. Üsleri kapatın!

Eğer Türkiye bugün bunları yapmazsa, yarın çok geç olacak! Halbuki Şeyh Ahmet Yasin bugünleri görmüş ümmete mektubunda bunları dile getirmişti. Ne demişti Şeyh Ahmet Yasin:

Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız. O zaman alınlarımızda şu yazacak: “Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!” Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız! Bizden teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarız bizim aleyhimize olmazsınız!”

Biz bugün Saadet Partisi olarak, gücümüz yettiğince onların lehine olacağımıza söz veriyoruz!

Bugün Türkiye’deki tüm meydanları dolduran kardeşlerimiz, aslında Filistin için canını ortaya koyarak şehadete erenlerin vasiyetini yerine getirmektedir. Bugün aynı zamanda çok önemli başka bir vasiyeti de yerine getiriyoruz. Geçen hafta Şehit Komutan Haniye, Muhterem Genel Başkanımızı arayıp, Cumartesi günü meydanlara inmemizi ve Gazze’nin sesini duyurmamızı istemişti. Biz o andan itibaren çalışmalara başlamıştık. Aslında biz, İsmail haniyenin son vasiyetini yerine getiriyoruz. O bizi Gazze için çağırdı. Ama aynı zamanda tüm dünyayı cenazesine çağırmış oldu. Ne kutlu bir dava! Ne kutlu bir şehadet! Ne kutlu bir vuslat!

Muhterem Misafirler; Filistin davası, hepimizin davasıdır ve zafer Allah’ın izniyle bizlere nasip olacaktır. “Nehirden Denize Özgür Filistin” bir hayal değil, bir hakikattir ve bu hakikat mutlaka gerçekleşecektir. Bir Filistin vardı, bir Filistin gene var ve daima var olacak!

Bugün buraya gelen siz basın mensuplarına ve kıymetli misafirlere çok teşekkür ediyor, bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi tamamlıyor, sizleri bir kez daha muhabbetle selamlıyorum.